HITCHCOCK SİNEMASI
1.Hitchcock Filmlerinde Rastlanana Öğeler
Dünya sinema tarihinin en iyi yönetmeni olarak kabul gören Hitchcock filmlerinde kullanmış olduğu pek çok öğe sayesinde aslında bu unvanı kazanmıştır. Alfred Hitchcock tüm filmlerini gerilim üzerine yapmasına rağmen yine de insanlar onun korku filmi yaptığını savunmaktadır. BU görüşe cevap olarak aslında Hitchcock verilebilecek en iyi cevabı kendisi vermiştir.
“Bir sahne düşünün, iki adam bir masa başında karşılıklı oturuyor. Masalarının altında da bir bomba olduğunu hayal edin. Ekranda hiç görünmeyen bomba birden patlıyor. Bu korkudur. Yine aynı sahneyi hayal edelim. Ancak bu sefer ekranda bir bombayı bir de konuşan adamları görüyoruz. İşte bu gerilimdir.”
Yukarıda da Hitchcock’un açıkladığı gibi aslında Hitchcock bir gerilim ustasıdır. Hitchcock küçükken babasının eline bir not kağıdı sıkıştırıp karakola gönderdiğinden bahseder. Sonrasında ise babasının polis arkadaşı küçük Hitchcock’u 10 dakika boyunca hapse tıkar. Bunun ardından Hitchcock hayatı boyunca hep suçsuz yere yakalanmaktan korkar ve polislerin işlerini düzgün yapamadığını düşünür.
Bu düşünce Hitchcock’un zihninde öyle bir yer edinmiş ki tüm filmlerinde bu konuları ustalıkla işlemiştir. Filmlerinin ana karakterleri hep suçsuz yere polisler tarafından aranan kişiler olmuştur ya da polisler olay yerine geç kalan ahmaklar olarak göstermiştir.
Hitchcock filmlerinde işlediği bir diğer unsur ise sarışın kadın karakterlerdir. Hitchcock’un sarışın kadınlara olan takıntısından dolayı her filminde sarışın kadın oyuncu oynatmıştır. Ancak bu sarışın kadınlar filmlerde hep yardıma muhtaç karakterler olarak yansıtılmıştır.
Unutulmaz Hitchcock Filmleri
Alfred Hitchcock 1980 yılında öldüğünde hayatına tam 66 sinema filmi sığdırmıştı. Bütün filmleri birbirinden özel ve unutulmaz olsa da hepsini yazmak mümkün değil elbette. Bunun yerine diğer filmlerine nazaran sinemaseverler tarafından daha çok beğenilen filmler hakkında bahsedeceğiz.
Bu filmler; Sapık (Psycho, 1960), Kuşlar (The Birds, 1963), Arka Pencere (Rear Window, 1954).
-SAPIK / PSYCHO (1960)
Hitchcock’un 60’lı yıllarda tüm filmi izleyenlerde banyo yapma korkusu yaşattığı o unutulmaz film. Filmi izleyen herkes ana karakterin banyoda öldürüldüğü sahneyi hatırladığını duymuşsunuzdur.
Sapık filmi diğer Hitchcock filmlerine göre ayrı bir yeri vardır. Çünkü bu filmde sinema tarihinde daha önce hiç görülmemiş bir şey yaşanır. Filmin ana karakteri filmin daha 30. dakikasına bile gelmeden öldürülür. Bu sinema filmleri açısından beklenmedik bir şeydir. Aslına bakacak olursak Hitchcock insanların çok önemli olsa bile hemen her yerde -banyo gibi basit bir yer de olsa- öldürülebileceğidir. Filmin bir diğer önemli detayı ise filmde işlenen psikanaliz kuramıdır. Freud’un bahsettiği id, ego, süperego kavramı Norman karakteri ve yaşadığı ev üzerinden ustalıkla verilmektedir. Bu yüzden Sapık filmi psikanaliz öğrenci tarafından da tekrar tekrar izlenmesi gereken bir filmdir.
Genel olarak bakıldığı zaman Sapık filmi işlediği alt metinlerin gösterilmesi konusunda Hitchcock’un en önemli filmi olarak sayılmaktadır. Ayrıca filmde karakterlerin başından geçen olaylar, sinema tarihinde ilk defa denenen unsurlar ve daha pek çok durumdan dolayı da sinemacılar için de bu görüş geçerlidir.
-KUŞLAR / THE BIRDS (1963)
Hitchcock’un 60’lı yıllara damga vuran bir diğer filmi olan Kuşlar filmi yine o dönemki sinema izleyicileri üzerinde bir başka korku oluşturmuştur: KUŞ SALDIRISI. Filmin konusuna kısaca bakacak olursak, filmin ana karakteri bir kasabaya gelir, gün geçtikçe kasabanın gökyüzünde kuşlar tarafından anlamsız şeyler olduğunu fark eder. Bir süre sonra kuşlar sebepsiz yere insanlara saldırmaya ve öldürmeye başlar.
Hitchcock gerilim ustası unvanı neden aldığını bu filmde tekrardan görebiliriz. Filmde kuşların birden insanlara saldırmasından dolayı ekranda izleyiciler ne zaman bir kuş görse oyunculara saldıracağı düşüncesi akıllarına gelmektedir. Ancak Hitchcock her sahnede bunu yapmaz. Bu yüzden seyirciler üzerinde gerilimi sonuna kadar hissettirmeyi ve canlı tutmayı başarır.
Genel olarak Kuşlar filmine bakacak olursak, içinde biraz Hitchcock’un hiç sevmediği ve kullanmadığı “korku” unsurunun barındığı görülen tek filmi olarak görülmektedir. Yine Hitchcock Sapık filminde olduğu gibi psikanaliz kuramını filmin içerisine yerleştirerek ortaya unutulmaz bir film çıkarmıştır.
-ARKA PENCERE / REAR WINDOW (1954)
Hitchcock’un tek mekanda geçen önemli filmlerinden olan Arka Pencere filminin konusuna kısaca bakacak olursak, ayağın sakatlığı nedeniyle evinde duran bir adamın dürbünle karşı apartmanı gözetlemesiyle bir şeyler olduğunu fark etmesi ve bunun hakkında yanındakileri ikna etme çabasını anlatmaktadır.
Senaryosal olarak oldukça zor bir film olsa da Hitchcock ustalıkla tek mekanda geçen bu filmi izleyicilere iyi bir şekilde yansıtabilmeyi başarmıştır. Yine diğer filmlerde olduğu gibi bu filmde de psikanalizden yararlanmıştır. Bu kez ana karakteri bir “röntgenci” olarak oluşturmuştur. Sürekli diğer insanları gözetleyen ve insanların gizlilik haklarını ihlal eder. Karakterin yaşadığı sakatlıkla beraber aslında ona bir zorluk oluşturarak filmin ilerleyişi bakımından önemli bir unsur oluşturmuştur. Sinemada “son an kurtuluşu” olarak bilinen sonu Hitchcock bu filmde kullanarak izleyiciler üzerinde psikolojik bir etki oluşturmayı başarmış.
Genel olarak Arka Pencere filmine bakacak olursak, psikolojik açıdan röntgencilik kavramını ve şüphecilik kavramını izleyiciler üzerinde ustalıkla yansıttığı bir filmdir diyebiliriz.